Bir süredir giderek hızlanan bir ivmede kan ve
şiddete alıştırılmaya çalışılıyoruz sanki. Gazetelerde ya da internet ortamında
aralıksız göğsümüzü sıkıştıran haberler akıp duruyor gözlerimizin önünden.

* ABD
Dışişleri sözcüsü, “Kobane’nin IŞİD’in eline geçmesine üzülürüz ama önceliğimiz
petrol bölgelerini kontrol altına almaktır” dedi.
* İstanbul
Üniversitesi Beyazıt Yerleşkesi’nde sabah saatlerinde okula gelen maskeli
şapkalı “Müslüman Gençlik” üyeleri özel güvenliklerin gözü önünde bahçede
oturan üniversitelilere saldırdı. Özel güvenliğin hiçbir şey yapmadığı
saldırının ardından yerleşkeye çevik kuvvet girdi. 28 öğrenci gözaltına
alındı. Gözaltına alınanlar arasında yaralıların da bulunduğu ve karakolda
kalorifer dairesinde polis tarafından darp edildikleri öğrenildi.
* Ana
muhalefet genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Kobane’nin kurtarılması ve IŞİD’in püskürtülmesi
ile sınırlı bir tezkere çıkaralım. Askerimiz bu işi tamamladıktan sonra ülke
topraklarına geri dönsün,” dedi.
* Gündem
Çocuk Derneği “ 6-7 Ekim'de 24 saat içindeki saldırılarda 4 çocuk öldü, 10
çocuk ağır yaralandı, 110 çocuk gözaltına alındı,” diye açıklamada bulundu.
* Cumhurbaşkanı
Erdoğan KTÜ’ de yaptığı konuşmada da Kobane eylemleri için ‘”Anladıkları dil
neyse o dille konuşacağız,” dedi.
*ABD Dışişleri Bakanı, IŞİD merkezli olarak
Ortadoğu’yu kapsayan savaşın “uzun yıllara yayılabileceğini” söyledi.
* Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bütün bunlara karşı polisimiz ne yapacak?
Hala kalkan mı tutacak? Gereği neyse askerimiz de polisimiz de onu yapacaktır”
diyen Erdoğan “14’ünden sonra gerekli
bütün tedbirler alınacaktır. Azami ölçüde yasalarda gerekli değişiklikler
yapılacaktır,” dedi.
Bunlar
gazetelerden ya da sosyal medyadan seçtiğimiz yığınla ürkütücü haberden sadece
bir kaçı… Bu arada hepimizin bildiği gibi ülkede, sadece 3 günde 35 insan çıkan
olaylarda hayatını kaybetti. Söylenecek, yazılacak çok şeyimiz olduğunu fark
edip kolları sıvamaya hazırlanırken 30
yazarın bir araya gelerek bir bildiri yayınladığını gördük medyada…
Söylediklerine harfiyen katıldığımız için aynı
bakışı yeniden üretmeye gerek olmadığını düşündük ve aşağıda sizlerle paylaşıyoruz
bu bildiriyi.
SUSMAK, AKAN KANA ORTAK OLMAKTIR
“İnsanlık, dün olduğu gibi
bugün de, zamanın, insan eliyle yaratılmış karanlık koridorlarında ilerliyor.
Giderek yayılan savaşların, inanılmaz boyutlara ulaşan şiddetin içinde, her gün
ölümden daha kötü şeylerle tanışarak, insan kalmaya çalışıyoruz. Düşünce
evrenimizin, mahremiyetimizin, evrensel insani değerlerimizin fütursuzca
saldırıya uğradığı, egemenlerin çıkarları doğrultusunda çizilen sınırlar
içindeki yaşam, artık katlanılmaz bir hal alırken; ırk, din, dil, cinsiyet
ayırımı yapılmaksızın insan soy ve varlığını sürdürmek ereği, ne yazık ki
yalnızca kâğıtlara yazılı ilkeler olarak kalmıştır.
Bu nedenle, bugün
Rojava’da akan kan; yalnızca Kürtlerin değil bütün insanlığın kanıdır.
Ayaklar altına alınan, tüm halkların, din, inanç ve kültürlerin birlikte
yarattığı ortak insani değerlerdir. Orada verilen mücadele de insanın yaşam
hakkını, onur ve haysiyetini koruma mücadelesidir.
Savaşın gelip
dayandığı Şengal ve Rojava bölgelerinin, binyıllardır birlikte yaşamış
halklarının, dinlerinin ve özgürlüğe olan inançlarının hedef alınarak hunharca
katledilişinin, IŞİD gibi İslam adını almış fakat İslam’ın en elzem ilkelerini
bile çiğneyip, katlederek, tecavüz ederek, yağmalayarak ilerleyen bir örgüte ihale
edilmesinin tesadüf olmadığı açıktır.
Gösterilmeye
çalışıldığı gibi bağımsız bir hareket ya da gönüllü bir şeriat istemcisi değil,
egemenlerin uzun menzilli terör örgütü olan IŞİD’in yürüttüğü bu kirli savaşa,
başta çocuklar olmak üzere, kadınların ve erkeklerin katledilmesine,
onurlarının ayaklar altına alınarak topraklarını terk etmek zorunda
bırakılmasına izin verilemez. Başta Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmak üzere,
bölgedeki diğer güçlerin ve Birleşmiş Milletlerin de buna destek vermesi veya
bunu görmezden gelmesi kabul edilemez. Böyle bir durum içinde susmak, zulme
ortak olmaktır.”*
İçimiz
acıyor. Yüreğimiz ateş altında..!
Filiz
Sonsuz Filiz Engin
*Bildiriye imza atan yazarların isimleri;
Arzu Demir, Akif Kurtuluş, Aydın Çubukçu, Ayşegül Çelik, Aysel Sağır , Aysun
Kara, Ayten Kaya Görgün, Ayşe Akaltun , Atalay Girgin, Dilawer Zeraq, Ece
Temelkuran, Fırat Cewerî, Gönül Kıvılcım, Gabriel Binder(Avusturya), Hasibe
Ayten, Hans Zengeler (Almanya), Helim Yusiv, İbrahim Genç, İmre
Török-(Almanya), Müge İplikçi, Nina George (Almanya), Nevzat Süer Sezgin, Peter
Prange (Almanya), Pelin Buzluk, Süreyya Köle, Şenay Eroğlu Aksoy, Şeyhmus
Diken, Tekgül Arı, Yasemin Yazıcı, Yıldız Çakar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder