Bu hafta
muhabbetname köşesinde Naçizane’ye özel olmasa da, herkese açık bir ortamda
yazıldığı için ve bu anlamda mektup olarak nitelemekte bir sakınca görmediğimiz
aşağıdaki yazıyı paylaşıyoruz. Yayınlamamıza onay veren satırların sahibine
teşekkürlerimizle…
Geçtiğimiz
günlerde Karamürsel taraflarında bir doğa yürüyüşündeydik. İzmir otoyolunun
geçeceği ve çoğunlukla mübadele köylerinin yer aldığı yeşiller içindeki
bölgelerde. Şeftali ve incir ağaçlarının arasından, çam ormanlarının
derinliklerinden, uçsuz bucaksız buğday tarlalarının yanından geçip ulaştık
köylere, mahallelere. Köylüler arazi ölçümleri için gelen memurlardan bıkmış
olmalılar, "Yine ne var, neyi ölçüyorsunuz" diye karşılıyorlar her
seferinde bizi.
Biz “Ölçmek
için gelmedik,
dağcıyız, doğanızın nefis havasını ciğerlerimize çekmeye geldik,” diyoruz. Önce
çekimser davranıyorlar, sonra anlıyorlar dost olduğumuzu, sohbetlerimiz
derinleşiyor.
Kızderbent
yakınlarında Çamdibi Gölet’inin yanındayız. Fotoğraf çekmeye çalışırken
yanımıza 50 yaşlarında biri yanaşıyor, gülümsüyor. Ütüsüz gri kumaş
pantolonunun fermuarı bozuk, gömleğin yakaları iyice kirlenmiş, yıpranmış
ayakkabıları yamuk yumuk...
-Merhaba
abi, ben de burada şantiye bekçisiyim. 7 yıldır Çamdibi Gölet’inin sularını şu
vadideki tarlalara veriyoruz, şuradaki arkadaş barajın suyu artarsa muslukları
açıp boşaltıyor. Şuradaki pompalarla önce önümüzdeki tepedeki dağıtım
noktalarına suyu veriyoruz oradan dağılım oluyor.
-Ne güzel,
biz de geldik, biraz yürüyüş yapalım istedik. Burada bekçilik yaptığına göre
herhalde bu köydensindir.
-Yok
değilim, Balıkesirliyim...
-Aileni de
buraya getirdin o zaman, yoksa zor olur, sen burada ailen oralarda.
- Getirmedim
abi, 2 çocuğum ve eşim Balıkesir'in merkez köylerinden birindeler. 2 dönüm
tarlam var orada, buğday ekiyoruz.
-Burada
kalmana ve bu koşullarda yaşamana değecek kadar para kazanıyorsundur umarım. Ne
kadar alıyorsun?
-1000 TL
alıyorum, elektriğimi ve günlük ekmeğimi şantiye karşılıyor, yemek masraflarını
kendim ödüyorum. 600 falan kalıyor geriye onun da 300'ünü karıma gönderiyorum,
onların da masrafları var sonuçta.
-Çocuklar ne
yapıyorlar? Okul falan?
- Biri
evlendi gitti, diğer kızım Kur'an kursuna gidiyor, allah var bana hiç masrafı
yok onun.
-Bu kadar
para için ailenden uzakta kalmana değer mi? Ayda 600 TL memleketinde de
kazanabilirsin, ailenden uzak kalmana gerek var mı?
- Yaş geçti
abi, buradan çıkarsam ve iş bulamazsam diye korkuyorum.
Vedalaşıp
ayrılıyoruz yanından, devleti, devletin masraflarını, devletin sahibinin kim
olduğunu, devleti yönetenlerle halkın gündemlerindeki derin uçurumları, makam
arabalarını, hanları, hamamları, sarayları, korumaları, süper emekli
maaşlarını, makamları, makamlardaki koltukları düşünüyorum.
Devrimi
düşünüyorum, kavgayı düşünüyorum...
Deniz Kartal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder